Public Enemies (2009)


Ünlü bi banka soyguncusu olan John Dillinger' ın hikayesini konu alan film.


Ki$isel görü$üm herhangi bi tür içine girmiyor. Aksiyon desen değil, biyografi desen değil, tarih desen o da değil. Ortaya karı$ık yapmı$lar. Ba$rollerde Johhny Deep ve Christian Bale var. Deep, John Dillinger' ı canlandırırken, Bale Melvin Purvis adında bi polisi oynuyor efenim. Öncelikle $unu söylemeliyimki, böyle bir kadroya göre kötü bir film olmu$. Hani izlenilsede olur izlenilmesede. İkisininde oyunculuğu kötü değil. Fakat, film bi soyguncunun hikayesini anlattığı için Christian Bale biraz arka planda kalmı$.

Konusuna gelirsek John Dillinger halkın kahramanı olan bi soyguncudur. Ki zaten gerçek hayatta da olan bi insan canlandırılmı$. Melvin Purvis' in denetimindeki polis ekibi ise John ve arkada$larını yakalamak ve öldürmeye çalı$an topluluk. Hikaye gerçekçi olmamı$ bana göre. Bir çok hatası var. Neresinden diye ba$lasam diye dü$ünürken bi tane buldum hatta. Filmin adı Public Enemies yani halk dü$manları. Burda halkın dü$manı kim bi defa bunu anlayamıyoruz. Polisler mi yoksa John' un tayfası mı? Zira, John halkın parasına dokunmazken sadece devletin bankalarını soyuyor. Fakat polislerin hiçbirisinin kötü bir karakteri yok. Tamam iyi güzel. Fakat $öyle bi durum varki, ne John tam olarak halkın yanında olduğunu gösteriyor filmde ne de polisler iyi olduklarını tam olarak belli ediyorlar. 2 sahnesi var sadece, bitanesinde bankayı soyarken, parasını ortaya çıkarmı$, paramı alın bana dokunmayın dercesine bakan adama John' un:"Biz halkın parasını değil, devletin parasını çalıyoruz" gibi bi laf etmesi. Bir de, tutuklandığı zaman yaptığı röportajdaki tavırları. Bunun dı$ında halkın yanında olduğunu pek gösteren bi havası yok. Keza Christian Bale' in de öyle. Filmdeki ilk sahnesinde bi suçluyu vurarak öldürmesi ardından pi$man bakı$ları ve görev arkada$lardan ilki öldüğü zaman destek istemesi yoksa istifa ediceğini söylemesi. Bi dengesizlik var sanırım benim çözemediğim. Eğer ya$anılmı$ bir hikayeden yola çıkılıyorsa, filmi beğendirme kaygısına dü$mek yerine gerçeklere daha fazla önem verilmesi gerekli kanımca. Fakat filmi beğendirmek içinde cicili sahneler kullanılmamı$. Olmamı$ yani sizin anlayacağınız. Bu kadroya bu isimlere yakı$mamı$ film. Değinmeden geçemeyeceğim bi konu daha varki, kendisi dünya harikası sanırım. Marion Cotillard. Bu ne sade güzelliktir arkada$. O kadarda güzel oynamı$ki, tutuklandığı ve dayak yediği sahnelerde o $i$ko adama bi kaç tane patlasım geldi o derece. Hazır kendisinden bahsetmi$ken John' un a$k olayına da girelim. Tam dozunda olan tek olay bu olmu$ sanırım. Ne uzun olmu$ ne kısa. Ne a$kın etrafında dönmü$ film, ne de ondan uzakla$mı$. Tam kararında bırakmı$lar. Anlamadığım bi nokta varki, neden bi insanın sevgilisi çok aranan bir banka soyguncusu olduğu için tutuklanır ve 2 yıl hapse mahkum olur? Böyle bi kararı daha önce görmediğim için saçma geldi açıkcası. Eğer varsa böyle bi durum özür diliyorum cahilliğim için. Fakat benim bildiğim kadarıyla insan istediği ki$iyle arkada$lık yapma, sevgili olma hakkına sahiptir. Haksızmıyım?

Gelelim teknik incelemeye. Çok ciddi bi tabir oldu sanırım. Hehe. Neyse, filmdeki görsel efektler ve eski zamandaki araba olsun giysiler olsun çevre olsun gayet güzel. Hatta güzeldende fazlası. Fakat filmin yarısından çoğu taramalı silah kullanımıyla geçiyor. Neden bu kadar üstünde durdular onun anlamı$ değilim. Çekimlerin güzel karde$im fakat neden arada el kamerası kullanırsında o görüntü sallanır? Hemde nedensiz bi $ekilde. Nedenin olsa gam yemiycem.

Senaryosu fena değil ama bazı yerlerinde kopukluklar var. Mesela ilk aklıma gelen, John Dillinger' ın o kadar olaydan sonra bi hayat kadınıyla sinemaya gitmesi ve kendisinin ihbar edilmesi sonucunda ölmesi. Yahu, o kadar kovaladınız adamı, kaçtı kurtuldu. Tüm arkada$larını vurdunuz durmadı, sevgilisini alıkoydunuz, kaçıp bulu$tular. Elin hayat kadını bi ispiyonladı, tak diye öldü adam filmin sonunda. Naaptınız, film çok uzadı beyler bitirelim burda mı dediniz yahu bu kadar dandik ölüm sahnesi olurmu? Ordaki çekimler çok güzeldi ona diyecek bi$eyim yok. Hatta aklıma gelmi$ken söyliyim, John' un Purvis' e tutukluyken söylediği, "olay gözlerin içine bakmakta sanırım" lafını hatırlattı bana. O mis gibi hatunu döven $i$ko, bi kaç defa elinden kaçırmasına rağmen kendisini vuramadı çünkü göz göze geldiklerinde. Ve lütfen sevi$me sahnesini kesin. Yayınlamayın yahu. Çok komik olmu$ gülmeme engel olamadım o sahnede.

Neyse artık burda bitiriyorum yazımı. Fakat olmamı$ diyorum. Kendini farklı kılan $eyler eksik bu filmde. Bu kadroyla böyle bi filmden çok daha iyisi olabilirmi$. Ayrıca yapma be abicim, aynı $arkı 2 defa kullanılmazki bi filmde. Üstelik 2 defa yapmı$sın aynı hatayı. Hadi o "Black Bird" ü kullandın. Daha doğrusu o sanırım $arkının adı, ama neden diğer $arkıyı 2 defa kullanıyosn. Diğerinin adını bilmiyorum fakat Bale' in ilk gözüktüğü sahnede çalan $arkı.

Points:7/10


About this entry


0 yorum: