Mel Gibson' ın yazıp yönettiği film.
Film, Maya kabilesini konu almakta. Fakat çok havada kalıyor kabileyle ilgili ayrıntılar. Bazı sahnelerde ba$ından sinyal veriyor film hangi yöne gideceği hakkında. Biraz daha açıyım bunları.
Mesela filmin ba$ında ormandan geçmek için izin isteyen bir takım insan, yakıp yıktılar yeni bir ba$langıç arıyoruz dediğinde onlarında ba$larına bir bela geleceği tahmin edilebiliyor. Çünkü adamlar göre göre geliyorlar üzerlerine doğru, onlar ise gayet sakinler. Aslında sakin olmalarıda lazım, esir alındıklarında kendilerinden daha az ki$i tarafından götürüyorlar. Bu açıdan bakınca bir terslik var gibi sanki. Bunun yanında, film oldukça fazla kli$elerle dolu. Zaten belgesel gibi ba$layıp sonunda klasik Hollywood aksiyon filmine bağlanmı$. Oldukça da kötü bir final sahnesi var. Jaguar Paw' ı kovalayan adamlar, ki bu insanlar kendisini gece gündüz demeden, hiç mola vermeden, insan üstü bir güçle kovaladılar, gemileri görünce hop diye duruyorlar. Yahu tamam senin için çok ilginç bir $ey kabul. Ama o kadar kovaladın adamı neden bırakırsınki? Hazı lafı gelmi$ken kovalama sahnesiyle ilgili bir kaç laf söylemek istiyorum. Ben böyle kovalama sahnesi görmedim arkada$. Gece gündüz, biraz önce bahsettiğim gibi ara vermeden su içmeden nefes almadan kovalıyorlar adamı. Üstelik adam karnından ok yemi$ki ne ok yemi$, arkadan girip önden çıkmı$, yorulmak bilmedi nasıl kaçtı. O kadar kan kaybından ölmesi lazımdı kendisine pansuman yapana kadar.
Evet gelelim gördüğüm bazı noktalara.. Baskını yapanların lideri, Jaguar Paw için onu öldürme bize canlı lazım dedi. Çocuğun babasını gözünün önünde kestiler, ki o sahne ba$arılıydı oyunculuktan ötürü, sonra aldılar çocuğu kurban verdiler. Madem canlı lazımdı bir $eyler ayarlasaydınız çocuk için. Ne bileyim, adam sayısıysa önemli olan babasını niye kestiniz? Tapınak çakması tepede insan kurban ederlerken nasıl oluyorda insanların karnından ufacık bir bıçak sokup kalbini çıkartıyorlar. Sadece ikinci kurbanda biraz yukarı çıkmak için kesilir gibi bir hareket yapıldı. Fakat o da vasat bir çabaydı bence. Tak diye karnından girip kalbini çıkartıyorlar adamların. Bizim kahramanın ölmeden önce karısıyla telepati kurması oldukça Hollywood vari bir sahneydi. Bunların ardından, yine bizim kahraman kaçmaya ba$ladıktan sonra, kovalayacak olan adamlar bir saat oyalandılar ölen çocuğun ba$ında ama nasıl olduysa pat diye yeti$tiler bizimkine. Üstelik baya hızlı ko$tuğu gösterilmi$ti. Ayrıca bizimki dediğime bakmayın. Çok kanım ısındı kendisine, o kadar ok yiyip hiç etki etmemesi bana Malkoçoğlu' nu hatırlattı. Sanki bizdenmi$ gibi hissettirdi. O ne yahu, 2 tane ok ye, hiç bir $ey olmamı$ gibi davran. Üstelik biri neredeyse kalbine, birini yedikten sonrada durmadan ko$ hiç bir $ey olmamı$ gibi? Kovalama sahnesini kısaltsalarmı$ bari. Bunun yanında, kuyudan çıkarken önce kadının çıkmaya çalı$ması saçmaydı. Yanında ufacık çocuk var, yolla onu ne istiyosan alsın getirsin ya da ne bileyim bağlasın daha sağlam bir yere. Karnında çocuk var senin pat diye çıkılırmı öyle? Ama senki, suyun içinde ayakta çocuk doğurmu$ bir insansın. Nefesin yetmesi sanırım çıkmak için. Bilmiyorum öyle bir $ey yapılabilirmi, bilmeden konu$makta istemiyorum fakat nasıl doğurdun o çocuğu o $ekilde ablacım sen?
Neyse ben bir$ey demiyorum. Sonu güzel bağlansaydı bari. Fakat bu olayların yanında, film kendini izlettiriyor. Kli$elerle dolu olmasına rağmen çok sıkıcı bir film değil. Hatta sıkıcı bir film değil. Yiğidi öldürüp hakkını vermek lazım değil mi?
Points:6/10
0 yorum: